MUHABBETİN KRALI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
MUHABBETİN KRALI

http://www.yanardag.com.tr


Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

İbret alınacak konuşmalar...

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

kızılakrep

kızılakrep
Admin
Admin

NE ALIRSINIZ ?
Çok şişman olan Yahya Kemâl, bir yokuşun sonundaki lokantanın önünde
dinlenirken,içeriden çıkan garson: -Buyurun beyim, diye atılmış. Ne
alırsınız? Yahya Kemâl, tebessüm edip: -Evlât, demiş. Müsaade edersen biraz
nefes alacağım.

ÇANAKKALE İÇİNDE
İngiliz garson, Türk müşteriye: -"Çanakkale'de çok askerimizi öldürdüğünüz
için sizleri pek sevmeyiz" deyince, bizimkinden gayet soğukkanlı bir şekilde
şu cevabı almış: -Orada ne işiniz vardı?

HASTANIN YEMEĞİ
Lokman Hekim' e: -"Hastamıza ne yedirelim?" diye sorduklarında, şu cevabı
vermiş: -Acı söz yedirmeyin de, ne yese olur.

NEYZEN' İN NEZAKETİ!
Mehmet Âkif, elini yıkadıktan sonra, Neyzen Tevfik' in kendisine uzattığı
havlunun kirini görünce: -Hayır, diye bağırmış. Elimi daha yeni yıkadım.

GÖNÜLSÜZ GÖNÜL
Abdülhak Hâmid' in evindeki sohbette, konu gençlik ve ihtiyarlıktan açılır.
Yaşı geçmiş bir hanım, Abdülhak Hamid' e döner ve: -Efendim, gönül kocamaz!
der. Hamid cevap verir: -Kocamaz ama, kocamış bir vücut içinde oturmak da
istemez.

BÖYLE KORUNUR
Çok değerli olan kütüphanesini millete vakfeden Koca Ragıp Paşa, onların
bakımı için tanıdıklarından birini memur tayin eder. Bir gün ansızın
kütüphanesini ziyarete giden Paşa, etrafı ve kitapları toz, toprak içinde
bulunca canı çok sıkılır ve belli etmemeye çalışarak: -Seni tebrik ederim
yavrum, der. Gerçekten de gerçekten de emniyetli bir adammışsın. Teslim
edilen şeylere hiç el sürmemişsin, âferin!

VELÂYETİN GÖRDÜĞÜ
Fatih Sultan Mehmet, çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca, babası olan 2.
Murat Han: -"Ne kadar yaramaz bir çocuksun, senden adam olmaz" diye çıkışır.
Orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan Akşemseddin
Hazretleri, hafifçe gülümseyerek şöyle der: -Peder ne der, kader ne der.

ÇIKMAYAN MANA
Mehmet Akif, Baytar Mektebi'nde müdür muavini olarak çalıştığı bir dönemde,
muhasebeden gelen bir yazıyı anlayamaz. Yazıyı kaleme alan Salih Efendi'yi
aratarak yazıda ne demek istediğini sorar:.: -" Salih Efendi İki türlü mana
çıksın diye böyle yazdık efendim" cevabını verince, Akif dayanamaz ve:
-Hayret doğrusu, der. Biz birini bile çıkartamadık da.

SOKRAT VE BİLEYTAŞI
Talebelerden biri Sokrat'a sormuş: -Herkese güzel konuşma dersleri verdiğin
ve onlara hitabet sanatını öğrettiğin halde, niçin sen de çıkıp bir konuşma
yapmıyorsun? -Evlat, demiş Sokrat. Bileytaşı keskin değildir amma, en sert
demiri bile keskin eder...

ANLADIĞININ İSPATI
Tanıdıklardan biri, yazdığı romanın müsveddelerini Neyzen Tevfik'e
göstererek fikrini sorar: Neyzen beğenmediğini ifade edince, adam: -İyi ama,
der. Siz hiç roman yazmadınız ki! Neyzen Tevfik şu cevabı verir: -Ben
yumurtanın tazesini bayatını iyi anlarım. Ama bu güne kadar hiç
yumurtlamadım.

BİRBİRİNE BAĞLI
Hâkim, kaza yaparak birkaç kişinin ölümüne yol açan bir şoförün ehliyetini
iptal edince, şoför: -Aman hakim bey, diye sızlanmış. Benim yaşayabilmem,
şoförlük yapmama bağlı. Hâkim cevap vermiş: -Başkalarının yaşaması da sizin
şoförlük yapmamanıza bağlı.

AKŞAM YEMEĞİ
Yahya Kemâl, dostlarından birine: -Bu akşam yemeği benimle yer misin? Diye
sorunca, arkadaşı: -Hay hay! Der. Çok memnun olurum. Hiçbir mazeretim yok!
Yahya Kemal gülümseyerek karşılık verir: -İyi öyleyse, bu akşam size
geliyorum.

HAKLI ÖLÜM
Sokrat ölüme mahkum edildiğinde, eşi: -Haksız yere öldürüyorsunuz, diye
ağlamaya başlayınca, Sokrat: -Ne yani, demiş. Bir de haklı yere mi
öldürseydim?

HZ. ADEM'İN MİRASI
Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir
altın vermiş. Dilenci parayı alınca: -Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir
padişah, kardeşine bu kadar para verir mi? Fatih Sultan Mehmet, nereden
kardeş olduğunu sorunca, dilenci: -İkimiz de Hazreti Adem' in çocukları
değil miyiz? demiş. Elbette kardeşiz. Sultan Fatih: -Bu keşfini sakın
başkasına söyleme, diye gülümsemiş. Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana
zırnık bile düşmez.

GÖNLÜMÜ FETHETTİĞİ İÇİN
Fatih'e sorarlar: -İstanbul'u niçin fethettin? Cevap verir: -Önce o benim
gönlümü fethettiği için!

DÜŞMANIN CANI
Şair Nef' i bir toplantıda konuşurken, düşmanlarından biri içeri girmiş,
fakat herkese selam verdiği halde kendisine: -Merhaba canım! demiş. Nef'i
durur mu? Hemen cevabı yapıştırmış: -Derhal çıkıyorum.

FİKİR YAKALAMAK
Şahabettin Süleyman, bir gün Ahmet Haşim' e: -Üç günden beri zihnimde önemli
bir fikir saklıyorum, dediğinde, Ahmet Haşim, onun fikir üretmedeki
kısırlığını ima ederek şöyle demiş: -Günahtır yahu, salıver gitsin şu fikri.
Zavallıcık günlerden beri tek başına kim bilir ne kadar sıkılmıştır?

http://www.bahaneforum.net

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz